Powered By Blogger

11 Mayıs 2011 Çarşamba

KANUN


Uygurların, dizler üzerine yatırılarak çalındığı için YATUK veya YATOGAN dediği Kanun'a bu isim -Kopuz'a da El-Oud demiş olan- Araplar tarafından verilmiştir (Yunanca 'kural' anlamındaki Kanon'dan)

Batıda önce Epinet, sonra Harpsikord, sonra Org, en sonra da Piyano olarak geliştirilen sabit perdeli tokmaklı sazların prototipi olan Kanunun, biri 24'lü, öbürü 26'lı denen iki boyu vardır ki aralarındaki fark, 26'lının üst (tiz) kısımda iki fazla perde ile genişletilmiş olmasıdır Mekan değişikliklerinden akordu en az etkilendiği için (batının piyanosu gibi) musikimizin diyapazon'u (akort aleti) kabul edilmiştir


KANUNUN YAPISI


Herhangi bir marangozun kolayca yapabileceği basit bir kasası vardır Sonuç itibariyle altı üstü kaplanıp üstüne teller gerilmiş, içinde bölmeleri olan bir dikkenar yamuk tabla Ama müzik aleti olarak özelliğini ve üstünlüğünü, göğüs ağacı, bölme ve balkonları, derisi, eşiği ve özellikle mandal sistemi gibi incelik ve ustalık isteyen elemanlarından alır
Sazın önce altı da, üstü de boş olan iskeleti (karkası), sağ üst ve alt köşeleri 90, sol üst köşesi 55, sol alt köşesi (sivri ucu) 35 dereceli bir yamuk olarak üç kenarın sağ yanı 42, uzun alt yanı 100, üst dar kenarı 36 cm boyda (10-12-20 mm en ve hepsi 42 mm yükseklikte) yanlıklarla meydana getirilir
Sazın zamanla eğilmemesi için alt ve üst iskelet yanlıklarında damarlar üstte olur 78 cm boyundaki yamuk kısım ise; biri, tellerin gerilmesini sağlayan (akgürgen veya abanozdan) burgu (veya çivi)lerin bulunduğu 78 delikli ıhlamur burgu tahtası (6 cm genişlik ve yuvarlak alnı dışta 15, kavisli olarak birleştiği iç kısmı 4,5 cm kalınlıkta), diğeri, Türk musikisinin koma aralıklarını vermeye yarayan madeni mandalların bulunduğu, üst uçta 3, alt uçta 13 cm genişliğindeki (gürgen, kelebek veya maundan) mandal tahtası olmak üzere iki parçadan meydana gelir
Arka (alt) kapak kontrplak üzerine düz veya istenilen desende kaplamadan (4 mm), üst kapak (göğüs) ise çınar ağacındandır (3 mm) Böylece kanunun bitmiş kalınlığı 49-50 mm olur ve sazın -derisi, eşiğinin gövdesi ve mandalları hariç- her tarafı cilalanır
Aletin sağ tarafında 12-19 cm ölçüsünde oğlak derisiyle kaplı dört bölüm vardır eşik adı verilen kelebek köprünün dört ayağı, aynen klasik Sinan köprülerindeki gibi, pabuç denen dikdörtgen yük yayıcıları vasıtasıyla, tellerin yükünü deriye yükler (deri patlaması bu yüzden kanunu çalınamaz hale getirebilir) Kelebek eşiğin üst kısmına, basan tellerin ezmemesi için, sert ağaçtan parabolik küçük bir parça ilave edilir
Kanunun herbir perdesi, tek ses verecek kadar kusursuz şekilde kaynaştırılmış, tiz bölgeye doğru çapları incelen üçer naylon telden oluşur
24'lü kanunların 3x24=72 teli
Üç oktavı aşan 26'lı kanunların ise 3x26=78 teli vardır
Eskiden barsak olan teller zamanla naylona dönüşmüştür İcracıların en fazla tercih ettiği tellerse, Amerikan malı Dupont marka olanlardır Bu tellerin akordu  24'lü kanunlarda Kaba Yegah'tan (en kalın Re/piyanoda La 1) Tiz Acem'e (en ince Fa/piyanoda Do 5);
26'lı kanunlarda ise Kaba Yegah'tan Tiz Muhayyer'e (en ince La/piyanoda Mi 5) kadar, yaklaşık 35 oktavdır
Kanun tellerini akort etmek için pirinçten dökme, içi burguların kesidine uygun olarak kare, tutup döndürülecek başlığı işlemeli bir akort anahtarı kullanılır İcra sırasında anahtar burgulardan birinin üzerinde, çalınmadığı zamanlarda ise mızraplarla birlikte bir küçük çantada muhafaza edilir
Tellerin kalınlığı
inceden kalına doğru, Tiz Muhayyer'den Tiz Hüseyni'ye 060
Tiz Neva'dan Muhayyer'e 070
Gerdaniye'den Neva'ya 080
Çargah'tan Rast'a 090
Acemaşiran'dan Kaba Çargah'a 10
Kaba Buselik ile Kaba Dügah 110
Kaba Rast ile Kaba Acemaşiran 120
Kaba Hüseyni Aşiran ile Kaba Yegah da (son tel, en kalın Re) 130 mm çapındadır
Kanun, 06 mm et kalınlığı ve 1-15 cm genişliğindeki gümüş yüksüklerle işaret parmaklarının alt kısmına tesbit edilen, bağa'dan yapılmış, et kalınlığı 05-09 mm, eni 8, boyu 50 mm parlatılmış mızraplarla, tellere üst ve alttan vurularak çalınır
Sazın göğsünde, kasa içindeki sesin dışarıya daha güzel çıkmasını sağlayan, üçü köşelerde büyük, üçü de yanlarda bunların arasında olmak üzere etrafı filetolu 6 adet işlemeli kafes vardır Kenar suları ise iki renkli kaplama veya 15 mm masif ağaçtan kıl testereyle kesilip erkek-dişi geçmeli olarak yapılır
Bölmeleri filetolu olan derili kısmın dış tarafında, eşikten atlayıp burgulara ulaşacak olan tellerin ucunun kalın düğümle bağlandığı kanalı örten ve kızak içinde çalışan, aynı şekilde su deseniyle süslenmiş ince bir ağaç vardır adına sürgü denir

Kanun nasıl taşınır? Burgu tahtasının sivri ucu, keman sapındaki gibi (tabii çok daha iri) oyma bir salyangoz'la bitirilir ve saz buradan tutularak taşınır
Kılıfının ise (çantası) gövdesi hafif olsun diye kavaktan yapılıp altı üstü vinylexle kaplanır, yamuk kısmına menteşe, ağırlık merkezine de bir sap konur
Musikimizin mızraplı sazları içinde çın çın öten sesiyle en 'dişi'si, yani en kalabalık topluluklarda dahi kendini duyuran sazı olan Kanun, sabit akortlu ve hazır sesli olması bakımından, çalınması kolay gibi görünen eşsiz bir renk ve melodi sazıdır Halk arasında "Kedi gezinse bir nağme çıkar" deyiminin yerleşmiş olması bu yüzdendir Ancak saz hiç de göründüğü gibi kolay değildir Tel takılırken akort kaynatmak, aktarımlarda mandal eksikliği ve telden tele süzmeler (glissando) sazın ciddi problemleri arasındadır Paralel oktavlarla, veya alttaki veya üstteki sesi sabit tutarak, başparmak çarpmaları veya tırnak-mandal kaydırmalarıyla, eller notanın birinci satırındayken gözlerle ikinci satırı okumak ve hızlı parçalarda geçkiler için gereken mandalları zamanından önce (ve çatırtısız) ayarlamak, ayrıca armoni düzenindeki birkaç tele mızrap ve parmaklarla aynı anda vurarak (batı müziği özentisiyle dahi olsa) gitar veya arp tekniğiyle melodiler çalmak, pek kedilerin becerebileceği iş değildir
Müzisyenler içinde dahi "iyi" denen kanuniler; akort kulağı çok sağlam, makam-usul perde ve geçki bilgileriyle deşifre ve transpozeleri ileri seviyede olan, hangi müzik türünde hangi volümde çalacağını bilen, "içerden" (göğüs ortasından) icranın yumuşaklığı ile eşiğe yakın bölgedeki sert ve madeni sesler arasındaki farkı bilen, ezber repertuarı zengin olan ve refakatte solist takibine önem verenlerdir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder