Powered By Blogger

11 Mayıs 2011 Çarşamba

KEMENÇE


                                            Kemençe




Kemençe, Güneydoğu Karadeniz bölgesinde yaygın olan ve rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu sanılan, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi ya da Laz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.


Tarihçe

Bilinen en eski yaylı enstruman olan rebap (Arapça rababah) Avrupa’ya, 9. yüzyılda Bizans üzerinden (lyra adıyla) ve MS 11. yüzyılda Müslüman Arapların kontrolü altında olduğu dönemde İspanya üzerinden Rebec adıyla iki koldan yayılmış, Ortaçağ ve Erken Rönesans dönemi boyunca yoğun olarak kullanılmıştır.[1] Çok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz kemençesinin Rumlar tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan Kabak kemaneden form olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir.


Coğrafi dağılım

Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu Giresun,Ordu ile Trabzon'un yanısıra Kuzey Gümüşhane ve Batı Rize'de, kısmen Samsun sahilinde, Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit köylerinde ve büyük şehirlerde, 1923 mübadelesiyleYunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan'da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.
Akort

Karadeniz kemençesi genellikle beş yarım sesten oluşan aralıklarla örneğin G [sol] –D [re] –A ([la]) veya E [mi] –A [la] –D [re)formunda akort edilmekle birlikte, nadiren de olsa tulum ezgileri çalınmak istendiğinde (özellikle Trabzon Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de) da (A [la] – A [la] – D [re] formu kullanılmaktadır. Mübadeleye kadar Rumlar tarafından Trabzon ve Gümüşhane'de yoğun olarak kullanılan tulum 1970'lere kadar Trabzon'un Holo [3] ve Maçka bölgelerinde de Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Geçmişte yaygın olarak yapılan küçükbaş hayvancılığın terkedilmesi tulum ve şimşir kavalın yerini kemençeye bırakması sonucu getirmiş olmalıdır. [4]
Yapım

Kemençenin gövdesi dut, karadut, akçaağaçardıç, ladin veya erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün içerisinde yapılmaktadır.[5] Özellikle Görele,Vona(Perşembe),Ordu,Fatsa,Ünye, Eynesil, Mesudiye, Akyazı, Vakfıkebir, Akçaabat, Tonya, Maçka, Sürmene'de süreklilik arzeden kemençe yapımcılığı genellikle babadan oğula geçmekte ve yapımcılar hiçbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan geçmemektedirler. 19. yüzyıla dek bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmıştır. Teller inceden kalına doğru zil, sağır ve bom olarak adlandırılmaktadır.



Suluboya çalışma: Kemençe çalan iblis, MS 15. yüzyıl. Timur dönemi İran veya Orta Asya




Kemençe yapımcısı, Çago usta'nın çalışma tezgahı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder