Powered By Blogger

10 Mayıs 2011 Salı

HARP

<><><><><><><> 
<
 Ön Asya ve Mısır' da çok eski çağlardan beri kullanılan (M.Ö.3000 yıllarından kaldığı sanılan Harp'lar bulunmuştur), bu çalgının ilkel yapımları üstündeki önemli değişiklikler Ortaçağda başladı. Önceleri Ortaçağın üçgen biçimindeki harpları çok beğenildi, fakat diatonik ses dizisi, Rönesans' ın kromatik müziği ile bağdaşmadı. Bunun üzerine, İrlanda ve İtalya' da iki ve üç sıra telli kromatik harplar denendi; Monteverdi (1567-1643) Orfeo operasında (1607) modülasyona elverişli bir harp kullandı. Sonra bu biçime, telleri yarım ses indirecek çengelli bir araç ekledi (1660). Daha sonra, Hochbrücker bu çengelleri, çalgının dibine yerleştirdiği pedallarla çalıştırdı-pedalları çengellere bağlayan sistem sütunun içinden geçiyordu - (1720). Erard, çengel veya payanda sistemi yerine çatal sistemini uygulayarak çalgıda bir yenilik oluşturdu (1811). Bugünkü gelişmesine ondokuzuncu yüzyılda ulaştı.
Harp parmak ucu ile çalınan bir çalgıdır. Aynı zamanda hem ezgi hem de, armoni (çok sesli, akor) çalabilen tek telli çalgıdır. Telleri parmak ucu ile çekilerek çalınır. Harple, kromatik sesler kullanılmaz. Glissando ve eksik yedili akorları çok kullanılır. Kalın tel, pirinçle kaplamalı ipek saçaklı çelikten, orta ve ince ses telleri ise gerilmiş bağırsaktandır. Harpın belli başlı bölümleri şunlardır: a) Dizi seslerinin karşılığı olan yedi pedalın tutturulduğu oluk haznesi
b) Çınlama kasası
c) Sütun ve konsol.
Harp çalan kimsenin kulağı çok sağlam olmalıdır. Çünkü çalgısını daima akort edecektir, bu bir zorunluluktur. Kolların uzun, parmak uçlarının yağlı ve etli olması aranılacak doğal nitelikler arasındadır. Baş parmağın ikinci boğumu da, incelenmeğe değer; arkaya çok eğilip bükülmesi sakıncalı olabilir. Bünyede fiziki bir kusur olmaması gerekir. Harp kulakla gözü kendine çeviren bir etki sağlar, bu nedenle çalış ve tutuş biçiminde zerafet olmalıdır, bu çok önemlidir (bayan çalıcılar için en uygun çalgıdır). Bu çalgıya başlangıç yaşı (fiziki koşullar uygunsa) sekiz-on olabilir. Müzik bilgisi olmak koşuluyla daha geç yaşta da başlanabilir. Günlük çalışma, başlangıçta onbeşer dakika olmak ve aralıklarla çalışmak üzere bir saat, daha sonraları iki, üç ve dört saate çıkabilir. Altı saati geçmek doğru değildir. Bu konuda Raphael Hartenot: "öğrenci özellikle parmaklarının boğumlarına bakmalıdır. Bunlar gayet büyük bir uysallık isterler. Ellerin adaleleri yorulmağa başladığı zaman derhal çalışmayı bırakmalıdır" diyor. Değiştirme işaretleri için pedalları kullanmak çok önemli bir iştir, bu nedenle çalınacak parçanın önceden incelenmesi gerekir.

Harp, kesinlikle orkestranın bir armoni ve eşlik çalgısıdır. Çok kez partisyonlarda bir harp vardır (iki, üç tane yazıldığına da rastlanmaktadır). Harpın esas görevi; akorlar ve onların oluşturduğu biçimleri çalmaktır. Harp iki elle çalınır. Ancak her el yalnız dört nota çalabilir, bu nedenle akorların sık yazılmış olması iki elin çok açılmamasını sağlar. Harpta akorlar daima arpej biçiminde çalınır (eğer aynen isteniyorsa senza arpeggio yazılmalıdır). Kalın ve orta ses tellerinin ötümü çabuk kesilmez bu nedenle, akor değişikliğinde el kapanarak susturulmalıdır. Çabuk değişmelerde bu olanak sağlanamazsa kakışma (cacophonie) doğar. Bu nedenle çabuk ezgilerde ince ses tellerinde çalmak gerekir. Harpın ses dizisinde en çok birinci sekizliden dördüncü sekizliye dek olanlar gereklidir. Bunların dışında kalanlar, özel durumlarda veya sekizi olarak kullanılmalıdır. Harp diatonik bir çalgıdır. Kromatik yürüyüşler için pedal değiştirmek gerekir. Bunun için çabuk modülasyonlar yapamaz. Bu tür seslenişler için iki harp kullanmak en iyi çaredir. 
Harpın bir özelliği de glissando çalışıdır. Dizi glissandoları sesleri karıştırır (kalın ve orta ses tellerinde), bu nedenle ince ses tellerinde (PP) de kullanılır. (F) dizi glissandosu özel bir etki sağlamak için ancak kalın tellerde yapılması gerekir. Glissandolar çabuk yapıldığı ölçüde kuvvetlidir. Harp yumuşak ve şairane rengiyle, her çeşit ayırtılarda (nüanslarda) iyi sonuçlar verir. Harpla yapılan pizzicato, telli çalgılardaki anlatımdan uzak, yalnız renk öğesi niteliği taşır. Pizzicato ve harpın çalgılarla birleştirilmesine gelince; soluklu çalgılar pizzicato ve harpın duyulusuna kuvvet açıklık verirler. Vurma çalgıları ile de çok iyi birleşirler. Etkili bir duyuluş sağlanır. Yaylılar, ritmik etki bakımından açıklık ve güzel bir ses sağlar. Pizzicatoyu uzatmakla bıkkınlık verilebileceği unutulmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder