Tulumun Adı "Dulum,Tolum ve Tulum" olarak değiştiği düşünülmektedir.Hayvancılıkla uğraşan bölgelerde Davar hayvanının derisinin komple tulum olarak soyulması ve bu derinin içine peynir doldurulması ve bu peynire tulum peyniri denmesi, Dağlık bölgelerde yolculuklarda su ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılan dağarcığa Tulum denilmesi Osmanlı döneminde yangın söndürmeye giden itfaiyelerin su taşıdıkları kabin hayvan derisinden yapılan tulum olması ve bu itfaiyecilere tulumbacı denilmesi,Tulum sazının da aynı şekilde hayvancılık ve yaylacılık geleneği olan bölgelerin halk sazı olduğunu kanıtlamaktadır.
Konumuz olan Tulum nefesli sazlardan Dünyanın en eski çalgılarından olup bir çok ülkede kullanılmaktadır . Dünyada farklı olarak yapılanları varsada, Ülkemizdeki şekliyle yapılan tulum başka ülkelerde yoktur. İskoçların çaldığı Gayda, Bulgarlarınki tek düdüklü tek perdeli olup bizdeki tulumun farklı şekilde yapılanıdır. İskoçya ve Kuzey İrlanda`da şekil olarak biraz değişik olmasına rağmen ses olarak hemen hemen aynı olması dikkat çekmektedir.
Tulum için oğlak derisi daha çok tercih edilir ve tüyleri temizlendikten sonra ayaklar son kısımlardan kesilir. Ters çevrilip bağlandıktan sonra kesit bağlantısı daha iyi görünür. Ön ayaklardan birine tahta boru-lülük, arka ayaklardan birine de nav bağlanır.
Böylece tulum dediğimiz alet meydana gelir. Lülük'ten (dudula=ağızlık) üfleyip tulum şişirilir. Üflenen hava geri kaçmasın diye tulumcu lülüğün (dudula) ağzını dili ile kapatır. Kendisi bu suretle nefes alabilir. Sıkışan hava mecburen, nav içinde bulunan çimon/çibu denilen ses veren kamış borulara hücum eder ve ses çıkararak dışarı çıkar. Son zamanlarda lülük ağzına konan bilye sayesinde tulumcular türkü bile söyleyebiliyorlar. Ekseriyetle çibular yan yüzeylerinden 5 delikli olup bu delikler Nav'ın üst yüzüne yani tulumcunun parmaklarını oynatacağı bölüme bir çift olarak yerleştırılır. Çimon / çibular, nav içinde ikiden fazla da olabilirler. Herbirinin sesi tulumcunun ustalığına göre ayarlanır.
Ülkemizde Doğu Karadeniz bölgemizin Rize'nin dağlık kesiminin kullandığı, özelikle Hemşin ve Çamlı Hemşin İlçeleri ile Çayeli İlçesinde, Pazarın yüksek köyleri, Ardeşen ve Fındıklının yüksek köyleri Artvin'in yüksek köylerinde Erzurum'un Hemşine yakın Kazalarında Sivas'ın bazı kazalarında Kars'ın bazı kazalarında Tulum çalınmaktadır. Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde de Tulum çalındığını Şebinkarahisarlıların Ankara da Başbakanken Bülent Ecevit'i ziyaretlerinde Tulum çalmalarıyla öğrendik. Tulum düğünlerde, bayramlarda ve eğlencelerde kullanılan nefesli bir halk çalgısıdır. Önceleri sadece bu yörelerde düğünlerde kullanılırdı. Fakat son zamanlarda çeşitli halk müziklerinin yanısıra Pop, Rock ve özgün müziklerde kullanılmaya başlandı.Tabî buda enstrumanın tanıtımını ve halkın dikkatini çekmekte önemli bir etken oldu.
Çimon / çibu
Kamış veya tahıl sapı boğum yerinin bir tarafından diğer tarafın dıştan boğum yerinden içten kesilir. Bu uçta boğum yeri kalacağından kapalıdır, diğer uç açıktır. 16–17 cm boyunda bir boru elde edilmiş olur. Açık uç hafif meyilli olarak düzeltilir. Kapalı kısma doğru borunun bir kısmı çakı ile inceltilerek sesin, hava geçişi ile temini sağlanır. Bu borunun üçte bir kadarı üste kalması şartıyla ikişer santim arayla delikler açılır. Böylece yapılan çimonlar bu şekilde yanyana bağlanıp navın içine yerleştirilir. Çıkan sesler birbiri ile tam manası ile uyumlu olmayabilirler.
Kamış veya tahıl sapı boğum yerinin bir tarafından diğer tarafın dıştan boğum yerinden içten kesilir. Bu uçta boğum yeri kalacağından kapalıdır, diğer uç açıktır. 16–17 cm boyunda bir boru elde edilmiş olur. Açık uç hafif meyilli olarak düzeltilir. Kapalı kısma doğru borunun bir kısmı çakı ile inceltilerek sesin, hava geçişi ile temini sağlanır. Bu borunun üçte bir kadarı üste kalması şartıyla ikişer santim arayla delikler açılır. Böylece yapılan çimonlar bu şekilde yanyana bağlanıp navın içine yerleştirilir. Çıkan sesler birbiri ile tam manası ile uyumlu olmayabilirler.
Nav
Farsça'da iyi oyulmuş odun manasında olup bu tabiri eski Oğuzlarında kullandığı aşikârdır. Navlar hafif kıvrık boynuzu andırırlar. Odundan veya şemsiye sapının yarım daire bölümünden yapılırlar. Aslında iç bükey bir teknecikten ibaret olup çimon/ çibular içine yerleştirilir.
Farsça'da iyi oyulmuş odun manasında olup bu tabiri eski Oğuzlarında kullandığı aşikârdır. Navlar hafif kıvrık boynuzu andırırlar. Odundan veya şemsiye sapının yarım daire bölümünden yapılırlar. Aslında iç bükey bir teknecikten ibaret olup çimon/ çibular içine yerleştirilir.
Kar'aşın
Navın son kısmındaki boynuza verilen isimdir.
Navın son kısmındaki boynuza verilen isimdir.
Goda
Tulumdan üflenen eğri boruya denir. Bulgarların gayda demeleri ile goda arasında muhakkak bir bağlantı vardır. Bu isim ta Kelt'lerden kalmış olabilir. Eski Bulgar kavimleri Türklerle kardeş kavim olmalarının neticesi olarak kelime Türkçe kökenli de olabilir.
Teknik Özellikleri
Tulumda aktif olarak kullanılan beş tam ses vardır ve oktav`ı yoktur,koma sesi vardır. Son zamanlarda altı sesli tulum`lar denenmiş fakat pek başarı sağlanamamıştır. Tulumun ses tonu "si" "lâ" "sol" karar sesiyle,tını`sı güzel olan ses elde edilir. Diğer ses tonlarında tulum istenilen sesi vermez. Tulumun orjinal sesi "si" ve "lâ" dır.
Dudula (Ağızlık)
Tulumu şişirmek için kullanılan dudula; yuvarlak bir ağacın içi delinerek yapılır ve hava geriye kaçmasın diye iç tarafına naylon`dan bir kapak yapılıp raptiye ile tutturularak havanın geri gelmesi önlenir.
Gövde (Deri kısmı)
Tulumun gövdesi genellikle keçi derisinden yapılır. Keçinin özellikle bir yaşında olmasına dikkat edilir. Çünki bir yaşından küçük olan keçilerin derisi yumuşak (taze) olduğundan çabuk deforme olur. Keçi kesildikten sonra derisi çok dikkatli bir şekilde delinmeden tulum olarak çıkartılır. Suyla karışık ateş külünde 2-3 gün bekletildikten sonra tüylerin dökülmesi sağlanır ve tabaklama işlemi yapıldıktan sonra baş tarafı ve arka kısmı içeri gelecek şekildetersten sıkıca bağlanır.
Ön ayaklarının birine dudula bağlanarak şişirilip asılır. Kuruduktan sonra sürekli yumuşak kalması için badem yağı yada gliserin sürülür (yağ ile bakım yapılmadığı süreçte deri kuruyup çatlar ve hava kaçırır bu yüzden tulum özelliğini yitirir) Tulumun- cephesinin güzel görünmesi için üzerine değişik renk ve desenlerle kılıf yapılır.
Nav (Ses veren kısım)
Tulumun en önemli kısımı nav'dır. Nav özellikle şimşir ağacından yapılır. Yaklaşık 40 derece eğri şimşir ağacının içini düzgün bir şekilde oyduktan sonra analıklar dediğimiz delikli 10mm çapında boruları ve kamıştan özel olarak yapılan çibun dediğimiz sipsi`leri özenle ve düzgün şekilde nav`a yerleştirilir. Burada önemli olan iki adet sipsininde aynı sesi vermesidir. Aralıklarda 6mm delinmiş 5 adet çift sıra delik vardır ve yanyana olan bu deliklerden çıkan seslerin aynı ayarda olması şarttır aksi takdirde ses bozuk çıkar.
Sesler ayarlandıktan sonra nav`ı tulumumuzun diğer koluna bağlıyoruz ve tulumumuzu şişiriyoruz. Hava taziğinden doğan güçle sipsilere gelen baskı sesin çıkmasına yol açar ve parmak vuruşları ile ses notalara dönüşür. İyi tulum çalabilmek için müzik bilgisinin yanı sıra iyi bir kulağa ve kuvvetli nefese sahip olmak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder