Piyano, Klavsen'in gelişmişi, tuşlu bir çalgı

Yapım biçimi ile duvar ve kuyruklu (salon) adı verilen çeşitleri vardır
Piyano kelimesi İtalyanca "Pes ve güçlü sesli klavsen (harpsikord) - gravicembalo col piano e forte" 'den gelir
Piyano Forte olarak adlandırılması da bundandır
Atası, klavsenden en önemli farkı, tuşa basarken uygulanan kuvvete göre çıkan sesin şiddetinin de aynı yönde değişken olmasıdır
Piyano çalan kişiye piyanist veya piyano sanatçısı denir
Tarihçe
İlk Piyano 1700'lü yıllarda İtalya - Floransa'da Bartolomeo Cristofori' tarafından yapıldı
Cristofori'nin en büyük başarısı, piyano'nun temel mekanik sorunu olan, çekicin tellere vurması anında sesin çekicin etkisi ile sönümlenmemesi ve çekicin çok çabuk bir şekilde tellerden ayrılarak notanın yeniden çalınabimesi sorununa bir çözüm üretmesidir
Öldüğü 1731 yılına dek 20 civarında piyano üretti
Fransız Marius'un bu çalgıya katkısı, tokmaklı klavseni bulmak oldu
Saksonyalı Silbermann ise, Schröter' in çekiç sistemini geliştirdi ve Bach'ın da değerli öğütlerinden yararlanarak, klavyenin tüm ses genişliğinde eşit bir ötüm elde etmeyi başardı
Augsburg' da org yapımcısı Johann Anderas Stein (1728-1792) Alman veya Viyana usülü denen mekanizmalı piyanolar meydana getirdi
1789'da Stein, ayrıntıları belirtmek için kullanılmakta olan dizliklerin yerine pedal koydu
Andreas ve torunu Johann Baptist Streicher (1796-1871), piyanonun yapısını (Beethoven'in arzusu üzerine) daha sağlamlaştırdı ve ikinci bir otum kapağı ekleyerek daha dolgun bir ses sağladı
Piyano sanayinin gerçek kurucusu Alman Zumpe' dir, "kılavuzlu" denen mekanik piyanoyu gerçekleştirdi
İlk düz piyanoyu, 1789' da İrlandalı William Southwell yaptı
Sebastian Erard 1822'de piyano yapım tekniğini geniş ölçüde etkileyen bir yenilik getirdi (ikili itme dilleri)
Henri Pape, çapraz tel ve keçeli çekici buldu
James Thom , ekleme demir çatıyı kurdu
Bu çalgı, büyük bestecilerin en yakını olmuştur, dolayısıyla bu çalgı için verilen bestelerin sayısı ciltler tutar
"Piyanistler, diğer çalgıları çalanlara nazaran, çıkaracakları sesleri piyano üzerinde hazır bulurlar" gerekçesiyle, küçük yaştan (altı-on) başlayarak, öğrenebilecek çalgılardan birisidir
Ünlü Piyanist Sigismund Thalberg: "Çalarken, sesleri uzatmayı, iyi bir ses çıkarmayı ve ses çıkarırken gerekli olan değişiklikleri yapabilmek için, zorunlu olan ilk şartlardan biri her türlü sertlikten uzak bulunmaktır
Kolda, elde ve parmaklarda yetenekli bir şarkıcının sesinde sahip olduğu incelik ve bükülmeler bulunmalıdır" diyor ve şöyle devam ediyor: "İhmal edemeyeceğimiz bir konu varsa, o da , çalarken vücudun hareketlerinde büyük bir ölçü olmasının; kolları, elleri büyük bir sükunetle yönetmenin, piyanoya çok yüksekten vurmamanın, kendi kendini dinleyebilmenin ve hüküm verebilmenin gerekliliğidir
Genellikle, parmaklarla fazla çalışılmakta, fakat kafa ile yeter derecede çalışılmamaktadır
"
Piyano pedallarının kullanılması hakkında, Antoine Marmontel şöyle diyor : "Pedalları kullanmasına izin verilen öğrencilerin büyük bir kısmı onları usülleri saymak için kullanırlar veya ayaklarını pedalın üzerine basarlar ve bir daha çekmezler
Şüphesiz ki, her ikisi de kusur sayılan bu alışkanlıklara sahip olmamak gerekir
Lavignac ise: "Pedal sanatı ayağın nasıl konulacağını değil, nasıl çekileceğini bilmektir" diyerek, gerekli öğüdü vermiştir
Yapım biçimi ile duvar ve kuyruklu (salon) adı verilen çeşitleri vardır
Tarihçe
İlk Piyano 1700'lü yıllarda İtalya - Floransa'da Bartolomeo Cristofori' tarafından yapıldı
Fransız Marius'un bu çalgıya katkısı, tokmaklı klavseni bulmak oldu
Bu çalgı, büyük bestecilerin en yakını olmuştur, dolayısıyla bu çalgı için verilen bestelerin sayısı ciltler tutar
Ünlü Piyanist Sigismund Thalberg: "Çalarken, sesleri uzatmayı, iyi bir ses çıkarmayı ve ses çıkarırken gerekli olan değişiklikleri yapabilmek için, zorunlu olan ilk şartlardan biri her türlü sertlikten uzak bulunmaktır
Piyano pedallarının kullanılması hakkında, Antoine Marmontel şöyle diyor : "Pedalları kullanmasına izin verilen öğrencilerin büyük bir kısmı onları usülleri saymak için kullanırlar veya ayaklarını pedalın üzerine basarlar ve bir daha çekmezler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder